What do you think?
Rate this book
Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar
"LeGuin bizimle rüyaların diliyle konuşur, kadınların ve ejderhaların öykülerini anlatır. Henüz gerçek olmamış öykülerdir bunlar. Konuştuğu dil ise hepimize tanıdık gelir. Bazılarımız dehşet içinde duymamaya çalışır, dinlemez, anlamaz onu. Ama bazılarımız dinler, cesareti olanlarımız o dili doğduğundan beri bildiğini fark eder. Henüz isimlendirilememiş olanı, henüz yaşanmamış olanı, hep duyulup da gürültü zannedileni söyler o dil. Grameri insanlık kadar eskidir; kelimeleri ilk kez duyduğumuzda bile tandık gelir. O yüzden LeGuin'i ya ilk duyduğumuzda katışıksız bir biçimde severiz, ya da elimizden atıp öyle biri hiç var olmamış gibi yaparız. LeGuin uzay gemisindeki bilge kocakarıdır. Varoluş kadar kadim bir lisanla konuşan ejderha, gücünü yalnızca zorunluluk karşısında kullanan büyücü...
LeGuin hayatı boyunca 'iç ülkelere ve dış uzaya' sayısız yolculuk yaptı. Bu yolculuklardan bazılarını bir araya getirdik bu kitapta. Ancak onun anlattıklarıyla ne bir 'iç ülkeler haritası' çizebiliyoruz, ne de 'dış uzaya yolculuk' kılavuzu. Kendisinin de dediği gibi, 'Seyyahlar / kendi yolculuklarını anlatırlar, sizinkini değil.' Fantazi, bilimkurgu ya da deneme farkı gözetmeden, tüm LeGuin yazıları birer yolculuk öyküsüdür. O bize kendi öykülerini anlattı, şimdi de bizim kendi yolculuk öykülerimizi yazmamızı bekliyor." – Bülent Somay
LeGuin hayatı boyunca 'iç ülkelere ve dış uzaya' sayısız yolculuk yaptı. Bu yolculuklardan bazılarını bir araya getirdik bu kitapta. Ancak onun anlattıklarıyla ne bir 'iç ülkeler haritası' çizebiliyoruz, ne de 'dış uzaya yolculuk' kılavuzu. Kendisinin de dediği gibi, 'Seyyahlar / kendi yolculuklarını anlatırlar, sizinkini değil.' Fantazi, bilimkurgu ya da deneme farkı gözetmeden, tüm LeGuin yazıları birer yolculuk öyküsüdür. O bize kendi öykülerini anlattı, şimdi de bizim kendi yolculuk öykülerimizi yazmamızı bekliyor." – Bülent Somay
154 pages, Paperback
First published May 1, 1999
92 people are currently reading
1,366 people want to read
About the author
Ursula K. Le Guin
955books28.6kfollowersUrsula K. Le Guin published twenty-two novels, eleven volumes of short stories, four collections of essays, twelve books for children, six volumes of poetry and four of translation, and has received many awards: Hugo, Nebula, National Book Award, PEN-Malamud, etc. Her recent publications include the novel Lavinia, an essay collection, Cheek by Jowl, and The Wild Girls. She lived in Portland, Oregon.
She was known for her treatment of gender (The Left Hand of Darkness, The Matter of Seggri), political systems (The Telling, The Dispossessed) and difference/otherness in any other form. Her interest in non-Western philosophies was reflected in works such as "Solitude" and The Telling but even more interesting are her imagined societies, often mixing traits extracted from her profound knowledge of anthropology acquired from growing up with her father, the famous anthropologist, Alfred Kroeber. The Hainish Cycle reflects the anthropologist's experience of immersing themselves in new strange cultures since most of their main characters and narrators (Le Guin favoured the first-person narration) are envoys from a humanitarian organization, the Ekumen, sent to investigate or ally themselves with the people of a different world and learn their ways.
She was known for her treatment of gender (The Left Hand of Darkness, The Matter of Seggri), political systems (The Telling, The Dispossessed) and difference/otherness in any other form. Her interest in non-Western philosophies was reflected in works such as "Solitude" and The Telling but even more interesting are her imagined societies, often mixing traits extracted from her profound knowledge of anthropology acquired from growing up with her father, the famous anthropologist, Alfred Kroeber. The Hainish Cycle reflects the anthropologist's experience of immersing themselves in new strange cultures since most of their main characters and narrators (Le Guin favoured the first-person narration) are envoys from a humanitarian organization, the Ekumen, sent to investigate or ally themselves with the people of a different world and learn their ways.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 103 reviews
April 24, 2017
yine cok cok cok guzel bir kitap okudum. okudugum her kitabi cok mu seviyorum yoksa sadece sevecegim kitaplara mi denk geliyorum bilemiyorum. ikinci secenegi tercih edecegim ben. ursula'nin denemelerini okumak, onunla aramdaki o incecik kurgu perdesini kaldirip (ki kurgu benim nezdimde yazar ve okur arasindaki bir perde degildir aslinda, biraz daha los bir ortamda fisiltiyla ve bilmecelerle yapilan bir sohbettir belki bu kitaptaki 5 cayi tadinda ve acik acik yapilan sohbete gore) ursula ile yuz yuzeymiscesine onu dinlemek cok hosuma gitti. nasil ki damizlik kizin oykusu'nu her kadinin okumasi gerektigini dusunuyorum, yine bu kitap icin de ayni kanidayim. kadin olmak, bir es, bir anne olarak kadin olmak ve bunlarin hepsinin ustune bir de yazar olmak uzerine o kadar guzel tespitleri ve nokta atisi dusunceleri var ki daha once bakmadigim taraflardan bakmami sagladi. bir kadinin ev sartlarinda, cocukluysa bir de ustelik, ya da boyle bir sorumlulugu olmasa dahi aile hayatini aksatmadan eve dair her isi ve yazmayi muntazam bir efor ve adanmislikla goturebilmesini, bunun icin uykularindan feda etmesini ve kimsenin ona bir kolaylik saglamamasina ragmen (kendine ait bir odasi bile olmadan, mutfak masasinda ve arkada cocuk gurultuleri varken yazan bir kadindan yahut annesi bir yandan havadan sudan bahsederken hem onunla silik ve ev hayatinin normalligini bozmayacak bir sohbete katilip hem de ayni anda kitabini yazabilen bir kadindan bahsediyor, ve daha bircogundan. daha fazla spoiler olmamasi icin isim vermiyorum) yazabilen, yazmak isteyen, pes etmeyen kadinlarla tanistirmasi ve bu acidan da baktirabilmesini cok sevdim. o anlattikca elbette, ben de boyle dusunuyorum, dedim icimden. o konustukca bircok tas yerine oturdu ama o taslari yerine ben koyamamisim zaten, onun araciligi ile bunu yapabildim. zaten guzel olan da budur. zaten hissettiklerimi kendim de aciklayabilecek bir duzeye beni getirebilmesi, bana bunu gosterebilmesidir. bilim kurgunun edebiyattaki yerinden bahsetmesine, bitmek bilmeyen tolkien askina (kalp) ve frodo uzerinden acikladigi o muthis kisimlara bayildim.
bir kez daha altini cizeyim, her kadin okumali. yazmak isteyen ama yazmayan, yazan ama yazdigini begenmeyen, yazan ama kotu yazan ve bunun farkinda olmayan, yahut yalnizca bir okur olan... bu listeyi daha cok uzatirdim ama sonsuza gittigi asikar. kisacasi herkese onerdigim bir kitap daha. son zamanlarda okudugum her kitaba bes yildiz verdigim icin bana guvenmeyeceginizden endise duyuyorum ama gercekten hak etmediyse vermiyorum zaten. yine ve yeniden bes yildiz.
bir kez daha altini cizeyim, her kadin okumali. yazmak isteyen ama yazmayan, yazan ama yazdigini begenmeyen, yazan ama kotu yazan ve bunun farkinda olmayan, yahut yalnizca bir okur olan... bu listeyi daha cok uzatirdim ama sonsuza gittigi asikar. kisacasi herkese onerdigim bir kitap daha. son zamanlarda okudugum her kitaba bes yildiz verdigim icin bana guvenmeyeceginizden endise duyuyorum ama gercekten hak etmediyse vermiyorum zaten. yine ve yeniden bes yildiz.
April 29, 2018
her bir cümlesi o kadar kıymetli ki... şimdiye kadar ursula k. le guin’in sadece kurgu eserlerini okumuş ve bu tür denemelerinden biraz çekinmiştim, ama sanki sohbet eder gibi büyük bir zevkle okudum bu kitabı. doyamadım hatta, mutlaka ara ara açıp bakılacak bir seçki. sürekli, düşündüğün ama dile getiremediğin, veya sesli söylemeye çekindiğin veya tenezzül etmediğin şeyleri le guin’in kaleminden okuma zevkini yaşadım.
March 3, 2015
kitabı okuyalı çok oldu ama dün Le Guin'in LOTR için yaptığı değerlendirme aklıma geldi ve burayı yeniden okumak istedim. neden okunması gereken bir kitap olduğunu (ve neden yeniden okunması gereken bir kitap olduğunu) açıklamak/hatırlatmak için bu kısımla ilgili bir not düşeyim:
Le Guin, Tolkien'in bu eserini içsel bir yolculuk olarak okumayı önerir: insana dair "iyilik-kötülük" çekişmesi (ve bu ikisi arasındaki birlikte var olma ilişkisi) kitapta, ona göre, tüm karakterlerin ikili kurgulanmasıyla ima edilir. aragorn-sauron; gandalf-saruman; elfler-orglar... ve nihayet sam/frodo-smeagol/gollum ikilikleri: bu ikiliğin özelliği frodo'nun yüzüğü taşıma macerası (ruhsal yolculuk/kişisel gelişim vs., ne derseniz) gollum'un eşliğiyle gerçekleşmesidir; ve bu içsel yolculuğun tamamlanması için frodo, gollum'un rehberliğine muhtaçtır.
kitap baştan sona böyle güzel ve şaşırtıcı analizlerle dolu. fantastik edebiyatın ne de güzel olduğunu Le Guin'in kaleminden okumak tadından yenmiyor...
Le Guin, Tolkien'in bu eserini içsel bir yolculuk olarak okumayı önerir: insana dair "iyilik-kötülük" çekişmesi (ve bu ikisi arasındaki birlikte var olma ilişkisi) kitapta, ona göre, tüm karakterlerin ikili kurgulanmasıyla ima edilir. aragorn-sauron; gandalf-saruman; elfler-orglar... ve nihayet sam/frodo-smeagol/gollum ikilikleri: bu ikiliğin özelliği frodo'nun yüzüğü taşıma macerası (ruhsal yolculuk/kişisel gelişim vs., ne derseniz) gollum'un eşliğiyle gerçekleşmesidir; ve bu içsel yolculuğun tamamlanması için frodo, gollum'un rehberliğine muhtaçtır.
kitap baştan sona böyle güzel ve şaşırtıcı analizlerle dolu. fantastik edebiyatın ne de güzel olduğunu Le Guin'in kaleminden okumak tadından yenmiyor...
February 21, 2021
Utanarak söylüyorum ki daha evvel hiç okumadım Ursula K. Le Guin'i, yalnızca yazı atölyesinin kitaplaştırılmış hâli olan Dümeni Yaratıcılığa Kırmak'ı kısmen okumuştum, denemeleri ile başlamak iyi olur diye düşündüm. Bilimkurgu, kapitalizm-edebiyat ilişkisi, kadınlık, yazmak, ilham... Bir sürü konuda oldukça özgün fikirlere sahip ve bunları o kadar keyifli, sade bir üslupla anlatıyor ki hayran kaldım. Bir de Jung mevzusu var tabii, Yüzüklerin Efendisi serisinin izleği üzerinden öyle bir anlatıyor ki Arketip, Persona ve Gölge kavramlarını, Jung'u anlatan biri olsam ders diye okuturdum herhalde. Çok ufuk açıcı bir okuma deneyimi idi benim için, her yönüyle.
November 22, 2017
Ursula K. Le Guin anlattığı her şeyi çok güzel anlatıyor. Eminim kadın okuyucular Le Guin'in diline daha aşinadırlar ve anlattıklarını fazlasıyla hissediyorlardır. Erkeklerin ise tüm o anlatılanları gerçekten anlayabilmeleri için fazlasıyla kafa yormaları gerekebilir.
İçimde var olduğunu hissettiğim ancak kendime dahi ifade etme konusunda yeterince başarılı olamadığım pek çok düşüncenin, Ursula K. Le Guin sayesinde dillendiğini ve daha net ifade edilebilir hale geldiğini söyleyebilirim.
O kadar haklı, öylesine doğru şeyler söylüyor ki; kitabın tanıtım yazısında belirtildiği gibi, bazılarının dehşete kapılıp dinlemekten ve anlamaktan kaçınması beklenebilir. Ancak yeterince cesareti olanların ve gerçekten dinlemeyi göze alanların ise, Le Guin'den öğrendikleriyle, hayatlarındaki olumlu değişim kaçınılmaz olacaktır.
"Kadınlar Rüyalar Ejderhalar", okumalara doyamadığım kitaplardan birisi oldu. "Çocuk ve Gölge" başta olmak üzere, "Çuval Kuramı ve Kurgu", "Balıkçı Kadının Kızı" kitabın en sevdiğim bölümleriydi.
İçimde var olduğunu hissettiğim ancak kendime dahi ifade etme konusunda yeterince başarılı olamadığım pek çok düşüncenin, Ursula K. Le Guin sayesinde dillendiğini ve daha net ifade edilebilir hale geldiğini söyleyebilirim.
O kadar haklı, öylesine doğru şeyler söylüyor ki; kitabın tanıtım yazısında belirtildiği gibi, bazılarının dehşete kapılıp dinlemekten ve anlamaktan kaçınması beklenebilir. Ancak yeterince cesareti olanların ve gerçekten dinlemeyi göze alanların ise, Le Guin'den öğrendikleriyle, hayatlarındaki olumlu değişim kaçınılmaz olacaktır.
"Kadınlar Rüyalar Ejderhalar", okumalara doyamadığım kitaplardan birisi oldu. "Çocuk ve Gölge" başta olmak üzere, "Çuval Kuramı ve Kurgu", "Balıkçı Kadının Kızı" kitabın en sevdiğim bölümleriydi.
October 15, 2018
40-50 yıl önce üzerine düşünüp yazdığı her şey o kadar etkisini yitirmemiş ki, 2018 yılında sanki dün yazılmış etkisiyle okuyorsunuz.
September 13, 2020
Ursula LeGuin'in yer yer müstehzi, lafı gediğine koyan ama bunu yaparken de "kimseyi kırmamaya özen gösteren" üslubuna bayıldım; eserlerinden oluşturduğum LeGuin portresini adeta tamamladı bu kitap. Kadınlar, benlik, rüyalar, fantezi ve bilimkurgu dünyası, Jung'un arketipleri ve gölge simgesi, dil, yaratıcı yazım süreci, ve daha nice konular üzerine birçok şey söylüyor kitap. Fantezideki hakikatin, yaşamaya mecbur edildiğimiz ve kabullendiğimiz hayatın sıradanlığına ve sahteliğine karşı bir meydan okuma, hatta tehdittir diyor LeGuin. Zaten çoğu yetişkin bunu bildiği için okumaz bilimkurgu romanlarını, çünkü okusalar anlayacaklar nasıl güdük bir hayat yaşadıklarını. Ama buna rağmen fanteziyi sahte gerçekçilikle suçlayıp dünyanın en gerçekdışı şaheseri, günlük borsa raporlarını saatlerce okurlar.
Öte yandan, bir kadının çocuk sahibi olmak ya da yazar olmak arasında seçim yapmaya zorlanmasını da acımasız bir savurganlık olarak nitelendiriyor. Çocuk sahibi olmayı sadece kadının omuzlarına yükleyen iki yüzlü ataerkil toplum, bunu yaparak edebiyatı fakirleştirmekle kalmamış, aynı zamanda kadınlara dayanılmaz acılar yaşatmıştır. Woolf, doktorunun önerisiyle çocuk yapmamayı tercih ederken, Plath çocuklarının başına bir bardak süt koyarak kafasını fırına sokar. Çocuk yapmak bir o ya da bu seçimi değil, kadınların sahip olduğu bir ayrıcalıktır diyor LeGuin.
Sansür ve kapitalizm ilişkisiyle sonlarına geliyoruz kitabın:
Bize, "Hükümeti eleştirmeyeceksiniz; mutsuz şeyler yazmayacaksınız. Anavatanın kahraman askerlerini ve hidroelektrik santrallerindeki mutlu işçileri yazacaksınız. Sosyalist Gerçekçi olacaksınız ve gülümseyeceksiniz." diyen bir Jdanov'umuz yok. Böyle emirler verilmiyor, olumlu ya da olumsuz mutlak standartlar yok. Pazar yerindeki tek standartımız "Satar mı?" Bu ise içkin olarak çok geniş ve sürekli değişen bir standart. Piyasanın hükmettiği yerde, moda hükmeder. Güzel sanatlar, tıpkı giyim, aşçılık ve ev dekorasyonu gibi sürekli bir değişim baskısına maruz kalırlar; çünkü yenilik, kaliteden bağımsız olarak, pazarlanabilir, reklamı yapılabilir bir değerdir.
Seni seviyorum Uzaylı Kocakarı, huzur içinde uyu.
December 7, 2017
Elimin altından ayırmayacağım, başımın üstünde her daim yeri olacak bir kitap.
Uzay gemisindeki bilge kocakarı'nın rüyalar, bilim-kurgu ve fantastik edebiyat, çocukluk, kadınlık, yazmak ve yazarlıkla ilgili denemelerinin sadece bu konularla ilgili olanlarca okunacak olması ne yazık!
Uzay gemisindeki bilge kocakarı'nın rüyalar, bilim-kurgu ve fantastik edebiyat, çocukluk, kadınlık, yazmak ve yazarlıkla ilgili denemelerinin sadece bu konularla ilgili olanlarca okunacak olması ne yazık!
December 5, 2015
1- Bulent Somay'in onsozu bile incecik bir kitap olarak basilmaya deger.
2- Samimiyet kelimesi bu kitapta herhalde tum satirlarin icini dolduruyor.
3- Jung seven okurları bu tarafa alayım.
4- Kadın okur olarak Le Guin'in hem yazar hem de kadın olma, kadinligin ve yazarligin aşamalarini kendi kisisel seruveni uzerinden anlatmasini okumak mukemmeldi.
5- En sevdigim bölüm bes sayfalik Çuval Kuramı ve Kurgu bolumuydu -- bilinen ilk kulturel gerecin, insanligi ileriye tasiyan, medeniyetin sembolu olarak gosterilen avcilik aletleri, kesici bicaklar, oklar degil aslinda toplayicilik icin kullanilan kucuk bir cuval oldugu ve tum insanlik tarihinin, tahil sebze meyve koymak icin kullandigimiz cuval uzerinden anlatilmasinin ne kadar farkli hikayeler doguracagi uzerine bir yaziydi. Kesici alet üzerinden kahramanlar ve kanli zaferleri kutlayan bir hikaye degil, insanların oldugu, oldurme degil saklama, koruma ve yasatma uzerine bir hikayenin anlatilmaya ac oldugunu soyleyen bu bolum en sevdigim ve tekrar okudugum bir bolumdu. Yazmak istedigi romani da cuval olarak simgeleyen Le Guin, kahramanlik, şiddet ve eril dil ile yazilan bir romanin daha kolay yazilacagini, asil bu kurguya kanmadan cuvalin alabilecegi binbir farkli hikayeyi anlatmanin zor oldugunu soyluyor.
6- Somay onsozunde Le Guin bizimle farkli bir dilde konusuyor diyordu, gercekten de kitabi okurken belki kadin bir okur olmamdan oturu, sanki yazar ile sadece biz kadınların anlayacağı bir dilden konusuyoruz gibi hissettim. Sanki Tolkien gibi Le Guin de bir dil yaratmış; erkeklerin sonradan çalışarak ogrenebilecegi ama benim ve biz kadinlarin doğuştan bildiği ve sevdiği bir dil gibi.
2- Samimiyet kelimesi bu kitapta herhalde tum satirlarin icini dolduruyor.
3- Jung seven okurları bu tarafa alayım.
4- Kadın okur olarak Le Guin'in hem yazar hem de kadın olma, kadinligin ve yazarligin aşamalarini kendi kisisel seruveni uzerinden anlatmasini okumak mukemmeldi.
5- En sevdigim bölüm bes sayfalik Çuval Kuramı ve Kurgu bolumuydu -- bilinen ilk kulturel gerecin, insanligi ileriye tasiyan, medeniyetin sembolu olarak gosterilen avcilik aletleri, kesici bicaklar, oklar degil aslinda toplayicilik icin kullanilan kucuk bir cuval oldugu ve tum insanlik tarihinin, tahil sebze meyve koymak icin kullandigimiz cuval uzerinden anlatilmasinin ne kadar farkli hikayeler doguracagi uzerine bir yaziydi. Kesici alet üzerinden kahramanlar ve kanli zaferleri kutlayan bir hikaye degil, insanların oldugu, oldurme degil saklama, koruma ve yasatma uzerine bir hikayenin anlatilmaya ac oldugunu soyleyen bu bolum en sevdigim ve tekrar okudugum bir bolumdu. Yazmak istedigi romani da cuval olarak simgeleyen Le Guin, kahramanlik, şiddet ve eril dil ile yazilan bir romanin daha kolay yazilacagini, asil bu kurguya kanmadan cuvalin alabilecegi binbir farkli hikayeyi anlatmanin zor oldugunu soyluyor.
6- Somay onsozunde Le Guin bizimle farkli bir dilde konusuyor diyordu, gercekten de kitabi okurken belki kadin bir okur olmamdan oturu, sanki yazar ile sadece biz kadınların anlayacağı bir dilden konusuyoruz gibi hissettim. Sanki Tolkien gibi Le Guin de bir dil yaratmış; erkeklerin sonradan çalışarak ogrenebilecegi ama benim ve biz kadinlarin doğuştan bildiği ve sevdiği bir dil gibi.
February 29, 2020
4/5
Bu yıl kendimce bir maraton yapıp okumam istediğim yazarları kura ile belirliyorum. Bu maratonun ilk konuğu, Ursula Le. Guin olduğu için kendimi çok şanslı fakat yazarı bu kitabı ile tandığım için de biraz şanssız hissediyorum. Karmaşık duygular...
Şimdi böyle dedim diye kitabın kötü olduğunu veya yazarın dilini beğenmediğimi zannetmeyin. Aksine yazarın dilini aşırı beğendim. Romanlarını okumak için ciddi anlamda sabırsızlanıyorum. 🙈
Hatta bunu okumalısın dediğiniz bir romanı varsa öneriye açığım. Hatta benim de bir önerim var. Eğer yazarın diğer kitaplarını okuduysanız ve “kitaplarını yazarken neler düşünmüş, kimlerden etkilenmiş, hangi yazarları beğeniyormuş, edebi anlamda görüşleri nelermiş?” tarzında sorularınız varsa bu kitap tam sizlik. Kitabın konusu baştan sona bu diyebilirim. İşte bu yüzden yanlış kitaptan başladığımı düşünüyorum. En azından bir iki kitabını okuduktan sonra bu kitabı okusaydım daha mantıklı bir hareket olurdu. Ama yine de bu kitabı okurken bile bu kadar keyif aldıysam diğer kitaplarında kim bilir nasıl keyif alacağım.
Dip not: Tolkien’den hoşlananlar varsa kendisi ile kitapta sık sık karşılaşacağınızı belirtmek isterim.
Bu yıl kendimce bir maraton yapıp okumam istediğim yazarları kura ile belirliyorum. Bu maratonun ilk konuğu, Ursula Le. Guin olduğu için kendimi çok şanslı fakat yazarı bu kitabı ile tandığım için de biraz şanssız hissediyorum. Karmaşık duygular...
Şimdi böyle dedim diye kitabın kötü olduğunu veya yazarın dilini beğenmediğimi zannetmeyin. Aksine yazarın dilini aşırı beğendim. Romanlarını okumak için ciddi anlamda sabırsızlanıyorum. 🙈
Hatta bunu okumalısın dediğiniz bir romanı varsa öneriye açığım. Hatta benim de bir önerim var. Eğer yazarın diğer kitaplarını okuduysanız ve “kitaplarını yazarken neler düşünmüş, kimlerden etkilenmiş, hangi yazarları beğeniyormuş, edebi anlamda görüşleri nelermiş?” tarzında sorularınız varsa bu kitap tam sizlik. Kitabın konusu baştan sona bu diyebilirim. İşte bu yüzden yanlış kitaptan başladığımı düşünüyorum. En azından bir iki kitabını okuduktan sonra bu kitabı okusaydım daha mantıklı bir hareket olurdu. Ama yine de bu kitabı okurken bile bu kadar keyif aldıysam diğer kitaplarında kim bilir nasıl keyif alacağım.
Dip not: Tolkien’den hoşlananlar varsa kendisi ile kitapta sık sık karşılaşacağınızı belirtmek isterim.
January 31, 2024
Ursula K. Le Guin'in denemelerinden oluşan bu müthiş eserde, yaşam'a ve yaşama'ya dair yok yok. Çetin bir yaşam pratiğinin yazınsal izdüşümü de diyebiliriz bu metne. Kadınların edebiyatla ve özellikle bilimkurguyla kurduğu ilişkiye, bilinç ile bilinçdışı arasındaki o sallantılı ara bölgeden bakıyor Ursula. Jung'un "kolektif bilinçdışı" kavramı yön bulmasına rehberlik ediyor. Annelik, ev işi, çalışma, disiplin, eril bakış, yayıncılık, akademi gibi alanlara dair düşünceleri, düzenin ve normun sınırlarını aşıyor; ifade sınırın ötesine düşüyor.
August 9, 2022
Uzun bir süredir okuyordum. Kimi zaman denemelerin arasını haftalar aldı, kimi zaman ise aylar. Son bir ayda ise araları kısaltarak bitirmeye karar verdim. Ve şimdi bittiği için hüzünlüyüm.
Kitabın içindeki her bir deneme harikaydı. Her biri okunduktan sonra üzerine zevkle konuşulmayı, günlerce düşünülmeyi, tekrar tekrar hatırlanmayı ve edebiyatın önemli bir kısmına fener gibi tutulmayı hak ve talep ediyor.
Ursula Annem katledilmiş klişe sıfatları kullanılmaya mecbur bırakarak "içten", "sahici" ve "dürüst" bir şekilde tüm kişiliği ve "bireyselliği" üzerinden yazmayı, yazını, edebiyatı tartışırken kurgunun ortaya çıkışından, yazardaki ve okurdaki etkisinden, esin dünyasındaki keşiflerden, kimlere kaşif denilebileceğinden, cinsiyetlerin hem gerçek dünyadaki hem de kurgu dünyasındaki rolünden, bir kadın olarak yazar olmanın ne anlama geldiğinden, kadın ve kahraman yazar arasındaki çatışmadan, devlet ve piyasa sansüründen, ruhtaki stalin'den, ikinci doğumun kaybedilmesinin öneminden bahsediyor ve bununla beraber edebiyatın -özellikle ABD'li- üretici ve tüketici öznelerinin enfes bir gözlemini paylaşıyor.
Başından sonuna kadar müthiş bir deneyim oldu benim için. Yer yer benzer düştüğümüz olduğunda da gururla coştum... İyi bir araştırma ve okuma listesi de sundu bana, bunun için de ayrıca mutluyum.
"Atla bakalım uzay gemisine nine."
Kitabın içindeki her bir deneme harikaydı. Her biri okunduktan sonra üzerine zevkle konuşulmayı, günlerce düşünülmeyi, tekrar tekrar hatırlanmayı ve edebiyatın önemli bir kısmına fener gibi tutulmayı hak ve talep ediyor.
Ursula Annem katledilmiş klişe sıfatları kullanılmaya mecbur bırakarak "içten", "sahici" ve "dürüst" bir şekilde tüm kişiliği ve "bireyselliği" üzerinden yazmayı, yazını, edebiyatı tartışırken kurgunun ortaya çıkışından, yazardaki ve okurdaki etkisinden, esin dünyasındaki keşiflerden, kimlere kaşif denilebileceğinden, cinsiyetlerin hem gerçek dünyadaki hem de kurgu dünyasındaki rolünden, bir kadın olarak yazar olmanın ne anlama geldiğinden, kadın ve kahraman yazar arasındaki çatışmadan, devlet ve piyasa sansüründen, ruhtaki stalin'den, ikinci doğumun kaybedilmesinin öneminden bahsediyor ve bununla beraber edebiyatın -özellikle ABD'li- üretici ve tüketici öznelerinin enfes bir gözlemini paylaşıyor.
Başından sonuna kadar müthiş bir deneyim oldu benim için. Yer yer benzer düştüğümüz olduğunda da gururla coştum... İyi bir araştırma ve okuma listesi de sundu bana, bunun için de ayrıca mutluyum.
"Atla bakalım uzay gemisine nine."
January 30, 2020
Kitap Ursula’nın bilim kurgu edebiyatına ve feminizme ilişkin kişisel fikirlerini aktardığı denemelerinden oluşuyor. Özellikle Balıkçı kadının kızı adlı denemesi çok ama çok güzel. Tekrar tekrar okumak isteyeceğim bir yazı olmuş. Ursula’yı yakından tanımak isteyenlere tavsiyedir.
March 27, 2021
ѳܳٱş!
February 25, 2020
Bence Ursula' yı ve fantastik başyapıtları hiç okumadan ve Bi tur okuduktan sonra olmak üzere ayrı ayrı okunup keyif alınabilecek bir okuma! Okumanızı da tavsiye ederim asla bir kayıp değil bence!
Keyifli okumalar!
Keyifli okumalar!
March 23, 2021
Hayatımda çok nadirdir bir kitabı bitmesin diye gıdım gıdım okuduğum. Bu o kitaplar içinde en başta şu anda. Her bir makalesini notlar alıp iğdiş ederek okudum. Ve eminim ki tekrar tekrar okuyacağım. Ne kadar güzel bir miras bıraktığını biliyorsundur umarım dünyanın en tatlı dilli anarşisti...
Read
July 14, 2021her bölümden sonra "bu dünyadan böyle bir insan geçmiş vay be" oldum ve kendisine olan hayranlığım kat kat arttı, huzur içinde yatsın
March 9, 2021
Bazı kadınlar vardır güç verir, enerji verir. Denemelerini okuduğumda bilimkurgu romanlarının etkisini hissettim. Yüzüklerin Efendisi filmini tekrar izledim ( kitabı şimdilik zor ;) ), özümsüyorum yazdıklarını ve yazarla irtibatımız kesilmeyecek bunu anladım.
April 22, 2013
Kitaba gelmeden önce önsözünde şöyle bir durup hakkını vermeliyiz. Bülent Somay derleyip bir de önsöz kondurmuş ki ne önsöz. Bu gibi sitelerde tam metni bulabilirsiniz, lütfen 10 dakikanızı ayırıp okuyun.
Gelelim kitabın kendisine. Bu sefer fantastik öykülerden değil, Ursula Teyze'nin kendi fantastik dünyasına bakıyoruz. Bu kitap onun denemelerinden oluşuyor. Adından da belli olacağı gibi genellikle kadınlar rüyalar ve ejderhalar -bilimkurgu/fantezi- üzerine. Aslında bütün denemeler için ayrı yorum yapma ihtiyacı hissediyorum. Aynı Ursula'nın tarzı olduğu gibi, okuduklarından alıntılayarak kendi düşüncelerimi ekleme ihtiyacındayım ama sanırım bunu kendime özel yapacağım.
Açıkçası, Ursula Le Guin gibi birisinin kendi hayatının nasıl olacağını merak etmiştim. Ursula'nın kendi dünyasına adım atmadan önce en azından Yerdeniz'i, mümkünse de Mülksüzler ve Karanlığın Sol Eli'ni okumanızı tavsiye edeceğim.
Kendisinin bir feminist ve Jungcu olduğunu biliyordum ama bunu kendi ağzından, yaşadığı yıllara göre tecrübe etmiş oldum ve çok mutluyum. En çok da üç çocuk annesi olarak, sanatçı kadın - yazar anne konularında oturup düşündüklerini yazdığı için teşekkür ediyorum kendisine. Feminist derken, günümüzde her okumuş az buçuk düşünebilir erkeğin de hemfikir olduğu ancak 80li yıllara kadar köle/hizmetçi konumundaki kadınların toplumdaki yerini ifade eden Ursula'dan bahsediyoruz.
Öte yandan, (feminizmden bağımsız olarak) alıntıladığı yazarlar hangi kitaplara takıldığı hakkında güzel fikirler veriyor. Açıkçası bu denemeler aynı zamanda harika bir okuma listesi. Not düşeyim, en kısa zamanda Virginia Woolf okuna..
Son olarak yukarıda verdiğim konulardan ayrı olarak Çocuk ve Gölge'yi özellikle tavsiye ediyorum. Şiddetle tavsiye edeceğim bir diğer deneme ise sansürü konu alan "Ruhtaki Stalin". Özellikle son günlerde yaşadığımız Fazıl Say'a verilen ceza ve son yıllarda yaşadığımız sansür/mizah hoşgörüsüzlüğü ortamı karşılaştırması için 1973'te yazılmış bu denemeyi öneriyorum.
..Eğer çocuktaki hayal gücünün kökünü gerçekten kazıyabilirseniz, o çocuk büyüyünce bir patates olur..Sayfa26
..Düzyazı, yazı teknolojisinin bir yapımıdır..Sayfa45
..Hiçbir şey acı kadar kişisel ve paylaşılamaz degildir; acı çekmenin en kötü yanı, acının tek başına çekilmesindedir..Sayfa89
January 14, 2013
yıllardır ursula le guin okumam yönünde ısrar eden en yakın arkadaşım, sonunda araya sürekli başka kitaplar soktuğumu görünce çareyi bana bir set yapıp hediye etmekte buluyor. ne var ki, bu kız bilimkurgu'ya çok alışık değil, biliyor, galiba bu yüzden bu kitabı da diğerlerinin arasına sıkıştırıyor, ursula'nın bir nevi güncesi, denemeleri, o'nun aklını anlama yolunda ufak bir aracı. çok da iyi oluyor, sanki ursula'ya hazırlık kursu gibi bir kitap bu, daha hiçbir kitabını okumadan da olsa birden sizi kendi dünyasına çekiyor, tane tane bir üslup, tam yerine oturan harika tespitler, günümüz amerika'sından stalin rusya'sına, bilinçaltlarımızdan kadınlıklarımıza varan yazılar, çiziler. şimdi bir sonraki aşamada büyük bir iştahla mülksüzler'e girişeceğim.
ejderhalardan korkmamamın vakti gelmiş.
ejderhalardan korkmamamın vakti gelmiş.
May 21, 2024
muhteşem.Ben pek bilimkurgu okuyan biri değilim ursulayı pek okumamıştım öncelikle bir hikayesini okudum sonra diline vurulduğum için bu kitabını okudum, bu kitap yazmakla ilgili, fikirleri, dürüstlüğü, kadın olmak ve toplumun insanı sokuşturdukları, jo march, annelik gibi bir çok konuya kendi bakışaçısıyla değinmiş kesinlikle çok beğendim katıldığım yerler oldu katılmadıklarım oldu ama kendisine çok saygı duydum. Yazmaya hevesliyseniz kesinlikle doğru bir kitap. İlla bir bilim kurgu yaratmak üzerine değil de gerçek bir yazardan öneri aldığınızı hissediyorsunuz.
April 5, 2023
uzun zamandir okudugum en iyi seydi. ursula’yi tanimak, onun dunyasina adım atmak icin en doğru secim diyebilirim kendi adima. altini cizdigim ve uzerine dusunecegim çok fazla satir vardı. gercekten inanilmaz saygi duyulasi bir zihin.
“eğer bir özne yoksa, kainattaki bütün nesneler ne işe yarar?”
“eğer bir özne yoksa, kainattaki bütün nesneler ne işe yarar?”
August 15, 2021
canım annemmmMmmmm
January 13, 2020
Ursula okumaya başlamak için ideal kitap mıdır? Bilmiyorum, belki daha fazla Ursula kitabı okuyan arkadaşlarım bu soruma yorum yapabilirler. Ben kitap kulübüm sayesinde okumaya giriştim. Metis seçkisi olduğu için nitelik beklentim yüksekti zaten, ki karşılandı.
Fantastik, bilimkurgu türlerine olan bakış açımı, yerle bir edemese de şöyle bir 7 şiddetinde depremle sarstı, yeni sorgulamaların eşiğine getirdi. Hayal gücüne ve kadınlara inancımı tazeledi. Yazmaya ve kurmacaya dair söyledikleri şevklendirdi. Henüz okumadığım ve belki birer başyapıt niteliğindeki kitaplara da sevk etti. (Yüzüklerin Efendisi, Yerdeniz Serisi ve Biz en başta gelenler.) Okuma gündemime aldım.
Ursula'nın kendine özgü bir deneme tarzı var. Kitapta yer alan her birini, keyifle ve notlar alarak okudum. Zaman zaman dönüş yapacağım ve belki yeniden okuyacağım bir kitap.
Fantastik, bilimkurgu türlerine olan bakış açımı, yerle bir edemese de şöyle bir 7 şiddetinde depremle sarstı, yeni sorgulamaların eşiğine getirdi. Hayal gücüne ve kadınlara inancımı tazeledi. Yazmaya ve kurmacaya dair söyledikleri şevklendirdi. Henüz okumadığım ve belki birer başyapıt niteliğindeki kitaplara da sevk etti. (Yüzüklerin Efendisi, Yerdeniz Serisi ve Biz en başta gelenler.) Okuma gündemime aldım.
Ursula'nın kendine özgü bir deneme tarzı var. Kitapta yer alan her birini, keyifle ve notlar alarak okudum. Zaman zaman dönüş yapacağım ve belki yeniden okuyacağım bir kitap.
March 21, 2023
“Feminizm eş/anne “rol”üne hapsedilmiş kadınlar için hayat kurtarıcı bir zorunluluktur.”
“Kurumsallaşmış iktidarın olduğu her yerde sansür de vardır- yenmenin tek yolu, bunları reddetmektir.”
“Rusların tuhaf tarafı, sanata, sanatın insanların zihinlerini değiştirebileceğine olan inançları. Bu yüzden sanatı sansür ediyorlar. Her ülke hak ettiği hükümeti bulur, derler. Bence bunu “ Her ülke hak ettiği sanatçıları bulur.” diye tamamlamak gerekir.”
Ursula ❤️
“Kurumsallaşmış iktidarın olduğu her yerde sansür de vardır- yenmenin tek yolu, bunları reddetmektir.”
“Rusların tuhaf tarafı, sanata, sanatın insanların zihinlerini değiştirebileceğine olan inançları. Bu yüzden sanatı sansür ediyorlar. Her ülke hak ettiği hükümeti bulur, derler. Bence bunu “ Her ülke hak ettiği sanatçıları bulur.” diye tamamlamak gerekir.”
Ursula ❤️
March 25, 2024
Okumaya ve yazmaya dair şevkimi, böylesine beni düşündüren ve büyüleyen kitaplarla tazelemek, bu hayatta en sevdiğim şey. En yakın arkadaşlarımdan birinin kitaplığında karşılaşıp beklentisiz bir biçimde ödünç istedikten sonra, Viyana gidiş ve dönüş uçağında okudum bu kitabı. Uzaylılara birini yollayacak olsak, bu neden menapozlu bir kadın olmalı? Hem anne hem yazar olmak anti-feminist midir? Ejderhalar ve yüzük taşıyan küçük adamlar, düzene başkaldırmaya dair bize neler öğretebilir? Kadın yazar, kendine ait bir oda'sı ve erkek yazar'ın hayatta her zaman kolaylıkla sahip olduğu ayrıcalıkları -yine de hak olarak gördüğü- olmadan da üretebilir mi? Kasıntı edebiyat burjuvalarının, bilim-kurgu'nun imkanlarını fark etmemeleri onun değerini azaltır mı? Edebiyat, en az yaşamak kadar ciddi bir iş. Ara ara kahkahalar, sık sık da zihnimde kurduğu sayısız bağlantılardan ötürü kalp çarpıntısıyla okuduğum bir kitap oldu. İyi ki kadınlar, iyi ki bilim-kurgu ve her zaman, her zaman, iyi ki kelimeler var.
March 26, 2021
Aynen şöyle oluyor: Ursula Abla’ya çaya/kahveye gidiyorsun. Asla işlenmiş şeker ya da yapay tatlandırıcı içermeyen, böyle keçiboynuzu unu ve akçaağaç şurubu türü besinler kullanılarak yapılmış, elmalı tarçınlı, oldukça tatlı bir muhabbeti var. Doyurucu ve leziz denemeler ikram ediyor. Tatlarına varabilmek için öncelikle külliyatını yutmuş olmak hiç gerekmiyor. Edebiyat seven herkes kendisiyle keyifli vakit geçirebilir.
September 12, 2022
Üstenci bir bakışın sağlayacağı kolaylığa kaçmak yerine, temelli cümlelerini iddiasız şekilde sunmak büyük meziyet bence. Hem her bir denemeyi yazma gerekçesine uygun çerçevenin dışına taşmadan doyurucu şekilde ele almasıyla; hem de sadelikle, referans verdiği edebi metinleri ya da toplumsal olayları konuya yabancı insanlar için de anlaşılır kılan yaklaşımıyla, oldukça keyifli bir okuma deneyimi sunmuş sayın Le Guin.
Kitapta bir araya getirilen temaların etrafında yazarla beraber ben de dolaştım, kitabın kapağını kapatsam da üzerlerine düşünmeye devam ettim. Yani, hayal gücü, yazıda imgenin yeri, annelik-yazarlık ilişkisi, çocukluk, gölgenin gerekliliği, sansür, rüyalar, korkular, Mrs. Brown, değişim ve diğer temalar bir süre bana eşlik ettiler.
Her ne kadar Metis'in hazırladığı bu seçkide bir araya getirilen denemeler 1973-1988 yılları arasında yazılsa/yayımlansa da birçoğu güncelliğini koruyor. Bunun toplumsal hayatın bir parçası olan ben için üzücü, bir okur olan ben için ise ne kadar tatmin edici olduğunu tahmin edersiniz. Ayrıca altı ayrı çevirmenin emeğiyle hazırlanan derlemeyi, bir iki yer haricinde genel olarak bütünlüklü bulduğumu söylemeliyim. Başlamadan önce duyduğum endişenin boşa çıkması özellikle mutluluk verici bu yüzden.
"Ortaklık, umut edebileceğimiz en iyi şeydir, ve ortaklık çoğu kişi için dokunmak demektir; elinizin bir başkasının eline dokunuşu, birlikte yapılan iş, birlikte çekilen kızak, birlikte edilen dans, beraber dünyaya getirilen çocuk. Biz sadece tek bir vücuda ve iki ele sahibiz. Bir çember oluşturabiliriz, ama bir çember olamayız. Çember, gerçek toplum, tekil vücutlardan ve tekil ruhlardan oluşur. Aksi halde, tam anlamıyla oluşamaz." (Sayfa 91-92)
Kitapta bir araya getirilen temaların etrafında yazarla beraber ben de dolaştım, kitabın kapağını kapatsam da üzerlerine düşünmeye devam ettim. Yani, hayal gücü, yazıda imgenin yeri, annelik-yazarlık ilişkisi, çocukluk, gölgenin gerekliliği, sansür, rüyalar, korkular, Mrs. Brown, değişim ve diğer temalar bir süre bana eşlik ettiler.
Her ne kadar Metis'in hazırladığı bu seçkide bir araya getirilen denemeler 1973-1988 yılları arasında yazılsa/yayımlansa da birçoğu güncelliğini koruyor. Bunun toplumsal hayatın bir parçası olan ben için üzücü, bir okur olan ben için ise ne kadar tatmin edici olduğunu tahmin edersiniz. Ayrıca altı ayrı çevirmenin emeğiyle hazırlanan derlemeyi, bir iki yer haricinde genel olarak bütünlüklü bulduğumu söylemeliyim. Başlamadan önce duyduğum endişenin boşa çıkması özellikle mutluluk verici bu yüzden.
"Ortaklık, umut edebileceğimiz en iyi şeydir, ve ortaklık çoğu kişi için dokunmak demektir; elinizin bir başkasının eline dokunuşu, birlikte yapılan iş, birlikte çekilen kızak, birlikte edilen dans, beraber dünyaya getirilen çocuk. Biz sadece tek bir vücuda ve iki ele sahibiz. Bir çember oluşturabiliriz, ama bir çember olamayız. Çember, gerçek toplum, tekil vücutlardan ve tekil ruhlardan oluşur. Aksi halde, tam anlamıyla oluşamaz." (Sayfa 91-92)
March 23, 2023
Just as Virginia Woolf created the inner world of women with `a room of her own` in her book, Ursula Le Guin with Women's Dreams Dragons has subverted many stereotypical judgments without hurting the outer world of women, the rooms outside her own room, (especially the world of thought, which is a woman's window to the world) with a woman's subtlety. While doing this, without breaking away from his own style; writing about the value of fantasy literature, the surrealist perspective of consciousness towards this literature and how this perspective coincides with the richness of imagination in children, the interest of the female phenomenon in literature and art, she has created this novel in the essay genre. Especially the child and shadow section is quite interesting.
Speaking of fantasy literature, the following chapter, told through the eyes of a woman, formed the everest point of the book for me;
"We, as singular persons, live one by one as souls. a person, as a single person. partnership is the best thing we can hope for, and partnership means touching for most people: the touch of your hand on someone else's hand, the work done together, the sled pulled together, the dance together, the child brought into the world together... We have only one body and two hands. we can create a circle, but we can't be a circle."
Read such different and beautiful books, make them read.
Speaking of fantasy literature, the following chapter, told through the eyes of a woman, formed the everest point of the book for me;
"We, as singular persons, live one by one as souls. a person, as a single person. partnership is the best thing we can hope for, and partnership means touching for most people: the touch of your hand on someone else's hand, the work done together, the sled pulled together, the dance together, the child brought into the world together... We have only one body and two hands. we can create a circle, but we can't be a circle."
Read such different and beautiful books, make them read.
January 26, 2025
bu tarz kitaplar neredeyse hiç okumamışımdır ve kesinlikle daha çok okumak istediğime karar vermeme neden oldu ✊🏻 çokçokçok güzeldi yani bana çok farklı bakış açıları kattı çok sevdim her şeyi ile ♡ 4.5 <3
Displaying 1 - 30 of 103 reviews
Can't find what you're looking for?
Get help and learn more about the design.